26 Ocak 2011 Çarşamba

işe başvurmak bile parayla anasını satayım

malumunuz geçtiğimiz sene kpss'ye girmiş 74,911 puan almıştım.

heh, işte tercih idi bilmem ne idi derken bugün de gittim ayrıyetten adliye sarayına zabıt katipliği için başvuruda bulundum. nasıl buldundum bi de bana sorun amınakoyim.

bilirsiniz belki, hastane, otel, adliye, alışveriş merkezleri vs. bu gibi binaların asansörleri düğmeye basmanıza rağmen sittin sene gelmez. ben deniz girdim adliyeye, ellerimdeki evrakların tam olduğundan emin bir şekilde geçtim asansörün karşısına benimle beraber 4 kişiyle birlikte kapının açılmasını bekliyorum.

bekliyorum...

yok amınakoyim, zaten mesai saatinin bitmesine birkaç saat kala gitmişim, baktım asansörün geleceği yok "ulan genç adamsın iki dakkada çıkarsın merdivenleri" gazını veriyorum kendime merdivenlere bakarak. asansörün kat göstergesine bakıyorum bi 8 oluyor bi 5 oluyor bi 6 oluyor. anlayacağınız geleceği yok motorunu siktiğiminin. bastım tabanvaya merdivenleri tırmanıyorum pat pat.

1. kat 2. kat derken üstümde mont, boynumda atkı, kan ter içinde gelebildim 7. kata. buldum evrakların verileceği odayı. meğersem dilekçe ve adli sicil kaydı belgem eksikmiş. haydii tekrar in aşağı sicil belgesi al bi de. neyse ki dilekçe örneğini ordan verdiler de bir de onu yazmakla uğraşmadım.

gel gelelim sicil kaydını çıkarmaya. şansıma da asansörün bulunduğum kattaki kapısı iptal... bekleme koltukları koymuşlar önüne. koltuklarını siktiklerimin. 6. kata indim şansıma hemen geldi asansör -kesin hiç inmemişti bile aşağı- neyse indim geldiğim kata sicil kaydı çıkarmaya, yarrak gibi uzanan kuyruğun en sonuna girdim hemen. sik'deki son damla olmanın utancıyla eğdim başımı telefonla oyalanıyorum, allahtan bi kaç dakika içinde arkamda üç beş kişi daha birikti. arkamda derken sıranın arkasında yani. sıra derken kuyruk yani, hay anasını iki ucu boklu değnek resmen.


bekle babam bekle bir türlü azalmıyo sıra, bekleyenler arasında şikayet edenler başladı tabi. kadının biri "ayy niye bu kadar yavaş yaa baksanıza hiç ilerlemiyo bile" diye söylenmeye başladı. tabi ben de "sshaa bilmez misiniz adalet hep yavaş işleyen bir mekanizmadır..." diye cevabı yapıştırdım tabi.

yarrak yapıştırdım, nerde bende o özgüven lan. anca telefondan feysbukta millete laf yetiştiriyorum.

allahın hikmeti, sonunda sıra bana geldi. meğersem 5 lira ödememiz gerekiyomuş sikko bi kağıt için. neeyyse.. dedim efendilik bende kalsın dedim çıkardım 10 lira verdim ellerine. makbuzla beraber para üstünü verdiler elime üstüne bir de "kenarda bi bekle haber vericem" demez mi pezevenk? der tabi. geçtim bekliyorum 5 liralık evlat acımla beraber. beklerken de ekonomi okumuş edasıyla "ulan günde 100 kişi gelip sicil kaydı çıkarsa, her birinden 5 lira.. ayda ne eder..." diye hesap yapıyorum kafamda. sana ne be düdük sen verdiğin 5 liraya yan.

işlemler tamamlandı aldım kağıdımı hoop tekrar 7. kata ama bu defa asansörle çok şükür. tamamladım evrakları girdim güzel bayan memurlarla dolu odaya, verdim kağıtları. kadın ;

-evraklarınız tam mı? diye sordu.
-değil mi? diye cevapladım (valla)

şöyle bi baktı kağıtlara, dilekçenin altına dosyadaki evrakların ismini yazmamı istedi sırıtarak -yerim seni- yazdım verdim. büyük gri bi zarfın içine koydu kağıtları "al bunu postaneden aps ile üzerindeki adrese gönder sonra aps evrakını bize getir tekrar" dedi bebek. tamam dedim bebek ehemehe. yallah bi de postaneyee. yürüyerek in tabi merdivenleri vakit daralıyo iyice.

geldim postaneye doldurdum aps fişini, verdim vezneye tarttı, o sırada cebimden üç tane 1 lira çıkardım vermek için hazır bekliyorum -en son lisede aps yollamıştım 3 liraydı en hafif paket.- "5 lira 50 kuruş" dedi a dostlar... bi evladımı daha kaybettim orda.... yutkunarak cebimdeki son 5 liralık banknotun üstüne 50 kuruş daha koyup titreyen ellerimle verdim adama...

içimden, sisteme, sömürüye ana avrat küfür ederek tuttum adliyenin yolunu tekrar. o sinirle "sikerim asansürünü lan şimdi" diyip koşar adımlarla çıktım merdivenleri. kan ter içinde geldim mevzuubahis kata verdim aps fişini tekrar yürüyerek indim. hava da zaten götü keşkül kıvamında titreten soğuklukta. o terli halimle, o rüzgarda 15 dakika da münübüs bekledim, ooh benden kralı yok dünyada yemin ederim.

çok uzattım evet. sonuç olarak kısa günün kazığı 5 lira adliyeye, 5,5 lira postaneye, 3 lira gidiş geliş yol. ne yapar? 13,5..

sanki ekonomist amınakoyim.


üstüne bir de ciğerlerin üşümesi, keyfim tıkırında yani anlıyo musunuz?

carolin şivesiyle orospu çocuklâââğğğ diye haykırmak istiyorum ey halkım.

2 yorum:

  1. böhöhöhöyt, ben de adliye koridorlarında dolaştım bütün gün :) mübaşirler arasında bembeyaz yüzlü şipşirin bi kız :) ehe. geçmiş olsun ama dikkat et kendine.

    YanıtlaSil